Dr. Esad Feyzi Bey (1874- Kasım 1901), Türk hekim.
X ışınlarını Osmanlı İmparatorluğu'nda tıbbi anlamda uygulayan ilk kişidir; Türkiye'de radyolojinin öncüsü olarak anılır. O sırada tıp öğrencisi olan Esad Feyzi bu uygulamayı, röntgen’in keşfinden sadece birkaç ay sonra gerçekleştirmiş ve Türkiye'deki ilk röntgen filmlerini çekmiştir.
1874 yılında babasının görevli olduğu Gemlik’in Pazarköy Nahiyesi Gönenç Köyü'nde doğdu.1 Babası, Üsküdarlı kolağası Feyzi Ağa idi.
İstanbul’da öğrenim gördü. Davutpaşa Askeri Rüştiyesi’ni ve Tıbbiye İdadisi’ni bitirdi. Bütün fen dersleri ve özellikle fizik derslerine çok meraklı bir öğrenci idi. 2 Öğrenimine Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane’de devam etti. Bu okulda Antranik Paşa'dan fizik, Vasil Naum Paşa ve Dr. Ali Rıza Bey'den kimya, İbrahim Lûtfi Bey’den jeoloji ve mineraloji dersi aldı. Hocası İbrahim Lütfü Bey’in jeoloji ve mineroloji ders notlarını, Fransızca kaynaklardan yaptığı araştırmaları ile zenginleştirerek, İlm-i Maadin (Mineroloji) ve İlmü’l Arz (Jeoloji) isimleriyle iki cilt halinde 1893 yılında bastırdı. Kitabı yeni kaynaklar ve bilgiler ekleyerek 1898'de yeniden bastırmıştır.3 Öğrenciliği sırasında 8 Kasım 1895 tarihinde Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen, Würzburg Üniversitesi fizik laboratuvarında, X ışınlarını keşfetmiş; 17 paragraflık raporunu 28 Aralık 1895’te Yeni bir çeşit ışın üzerine ismiyle Würzburg Fizik Derneği’nde sunmuştu. Bildiride, karısı Anna Bertha Ludwig Röntgen'in el röntgen filmi de yer almaktaydı. Bu keşif, tüm dünyada heyecan uyandırdı.4 Esad Feyzi Semaine Médicale isimli Fransızca tıp dergisinde "Prof. Röntgen ve opak cisimlerin içinin fotoğraflanması” başlıklı makaleyi okuduktan sonra kimya laboratuvarında Vasil Naum Paşa ve Ali Rıza Bey5 ile röntgen cihazı kurup röntgen filmi çekme denemelerine başladı. Onların çalışmasını izleyen tıbbiye üçüncü sınıf öğrencisi Akil Muhtar'ın elinin röntgenini çekerek Türkiye’de X ışını ile ilk radyografiyi gerçekleştirdi. Esad Feyzi, çalışmalarına daha sonra Rıfat Osman ile devam etti. Birlikte el, parmak, kol, para çantası, madeni para gibi cisimlerin X ışınlarıyla görüntülerini almayı başardılar.6 Cemil Topuzlu Paşa, Ferik Cemil ve tüm Tıbbiye hocalarından destek gördü.
1897 yılında başlayan Osmanlı-Yunan savaşı sırasında Yıldız’daki Askeri Hastane’ye sevk edilmiş ağır yaralıların bedenindeki yeri bilinmeyen kurşun ve mermi parçalarının tespiti için "bilinmeyen şualar cihazını" kullanmak üzere gerekli izinleri aldı. Arkadaşı Rıfat Osman'la birlikte ilk hastaları Boyabatlı Mehmed adlı er idi. Çektikleri röntgenle askerin sağ bileğindeki şarapnelin yerini Cemil Paşa’ya bildirip ameliyatı kolaylaştırdılar. Boyabatlı er Mehmed’in el radyografileri Servet-i Fünun’da yayınlandı. Çektikleri resimler Cemil Paşa tarafından Sultan Abdülhamid’e takdim edildi. Bunun dünya tıp tarihinde savaş yaralıları üzerinde yapılan ilk röntgen uygulaması olduğu kabul edilir.7 Esad Feyzi ve Rıfat Osman, daha sonra birçok savaş yaralısının kırık çıkıklarını, vücutlarına saplanmış olan mermi çekirdeklerini, şarapnel gibi mermi parçalarını radyografik olarak tespit edip tedavilerinin başarılı olmasında rol oynadı.8 Çalışmaları, İstanbul’daki Yıldız Askeri Hastanesi’ne gönderilen Alman Kızılhaç Heyeti başkanı Hermann Küttner tarafından Alman İmparatoru Kaiser II. Wilhelm’e rapor edildi. Bunun üzerine imparator fabrika yapımı bir röntgen cihazını Osmanlı İmparatorluğu’na hediye etmiştir.9
Dr. Feyzi Bey, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’den 1897 yılında yüzbaşı rütbesi ile mezun oldu. Askeri Tıbbiye’de önce fizik ilmi dersi muallim yardımcılığına, sonra Sivil Tıbbiye’de jeoloji ve mineraloji ilimleri dersi muallim vekilliğine getirildi Röntgen ışınlarının Tıbbiye'nin resmî ders programına girmesine önayak oldu. Çalışmalarını hayatının sonuna kadar Cerrah Cemil Topuzlu Paşa'nın cerrahi kliniği içinde açılan röntgen kliniğinde sürdürdü.10
X ışını ile ilgili çalışmalarını bir kitapta topladı: Röntgen Şu’a’atı ve Tatbikat-ı Tıbbiye ve Cerrahiyesi (röntgen ışınlarının tıbbi ve cerrahi uygulaması). Türkiye'de röntgen ışınları hakkında yazılan ilk kitap olan bu el yazması eser, 1898'de tamamlanmıştır.11 Tek nüsha olan bu eser İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Müzesi'ndedir. Esad Feyzi,1899'da “Röntgen Şu’a’atının Suret-i İhtihsali, Havvası, Mahiyeti, Tatbikat-ı Tıb-biyesi” adlı uzun makalesini yayınladı. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane İdadisi üçüncü sınıf müfredatı için “Hikmet-i Tabi’yye-i İptidaiyye” adlı kitabı yazmaya başladı; ancak bu eseri tamamlayamadı. Yüzünde çıkan bir yaranın hızla ilerlemesi ve kan dolaşımına yayılması sonucu Kasım 1901’de menenjitten öldü.
Orijinal kaynak: esad feyzi bey. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page